Sonucu Daralt
Yayıncı Kategori
Yayıncı
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 436 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Emir Timur, yalnız Türk-İslam dünyasının büyük hükümdarlarından biri olmakla kalmayıp, tarihin kaydettiği en büyük cihangirlerden biridir. 35 yıllık hükümdarlığı süresince bir defa bile yenilgiye uğramayarak bütün savaşları kazandı. Çin'e ve Delhi'ye kadar Asya'yı, Irak, Suriye ve İzmir'e kadar bütün Anadolu'yu hâkimiyeti altına aldı. Bu büyük hükümdar yalnız yeni yerleri fethetmekle kalmadı, aynı zamanda ilmin ve şehirciliğin gelişmesine de önem verdi. Harold Lamb'ın usta dilinden,14. yüzyıla damga vuran E
Tarih, isminin anılmasıyla bile düşmanlarına korku salabilen çok az hükümdar görmüştür. Tuna kıyılarından Çin Seddi'ne dek uzanan geniş bir imparatorluğun tek hükümdarı olan bu kumandan, cesareti ve gözü karalığıyla, irili faklı bütün devletlerde etkisini göstermiştir. Milleti adına, dünyanın hâkimi olmak isteyen Büyük Hun Başbuğu Timur, tasarılarını adım adım hayata geçirdi. Hem Batı hem Doğu Roma İmparatorluklarına savaş açarak korkusuzluğunu, yiğitliğini tüm dünyaya gösterdi; ona verilen Tanrı'nın Kırbac
Ünlü eseri Mona Lisa'yla sanat tarihine damgasını vuran İtalyan ressam Leonardo da Vinci, ressam kimliğinin yanında önemli bir filozof, heykeltıraş ve mucitti. Sanatın ve bilimin bütün konularıyla ilgilenen ve hayatını üretmeye adayan da Vinci'nin, çağları aşan teknik ve gözlemleriyle verdiği eserleri ve hayatının önemli dönüm noktaları Leonardo da Vinci - Baştan Sona Bir Hayat'ta bir araya geldi. Büyük sanatçının çizimleri, defterleri, resimleri ve icatlarının yer aldığı bu kitapla, Rönesans'ın yaratıcı ve
ABD Büyükelçisi-yazar Charles H. Sherrill Selanik'ten Gelibolu'ya isimli eserinde, Türk milletinin tarihsel süreç içerisinde yeniden var olma mücadelesine önderlik eden, attığı doğru ve kararlı adımlarla stratejik zekâsına hayran bırakan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü anlatıyor. Türk halkının seferberlik ruhunu, bağımsızlık arzusunu ve güçlü bir ulus olma yolunda geçirdiği evreleri gözlemlerine dayanarak ifade eden yazar, eserinde büyük lider ile yüz yüze görüşmelerinden derlediği hatıralarına da yer veriyor.
1984 yılının Aralık ayında Güney Bulgaristan'dan başlanarak bir ay içerisinde tüm ülkede yaşayan milyonlarca Türk'ün isimleri Bulgar isimleri ile değiştirildi. Zorunlu isim değişikliğini kabul etmeyenler cezaevlerine ve toplama kamplarına gönderildi. Belene Toplama Kampı bu süreçte kimliklerinden vazgeçmeyen Türklerin direnişini kırmak ve tüm Bulgaristan Türklerine gözdağı vermek için faaliyete geçti. Adadaki tutuklular aylarca kilitli hücrelerde dünyadan tamamen soyutlanmış, her dakikalarını öldürülme kork
Bir ülkede yönetimi elinde bulunduran erk iş başına gelince kurumlara kendi ideolojisine veya dünya görüşüne yakın kişileri getirdiği ortamda adaletten, gelişmekten, çağdaş medeniyetler seviyesine çıkmaktan söz edilemez. Dolayısıyla, böyle bir ortamda kültür ve sanatın da bu kişilerin dar kalıplarında belirli çerçeve dışına çıkamayacağı, sanatın da o idarenin hizmetkârı durumunda olacağı açıktır. Sanatın propaganda ile yollarının kesişmesi; sanat eserini meydana getiren sanatçının inançları ve dünya görüşün
Johann Wolfgang von Goethe'nin 1774 yılında sadece sekiz günde kaleme aldığı bu beş oyunculu tragedya yazarın kendi ismini verdiği ilk basılı eseri. Fakir bir çocuk olarak dünyaya gelen Clavigo, statü basamaklarını bir bir çıkıp İspanya kralının gözdesi olma yolunda emin adımlar atarken, evlilik yolunda ilerlediği sevgilisi Mari ile yollarını ayırır. Verdiği sözleri tutmadığı ve kardeşinin adını lekelediğini düşündüğü için Mari'nin abisi intikam ateşiyle Fransa'dan çıkıp gelir. Clavigo artık bir seçim yapma
Ünlü Alman yazar Johann Wolfgang von Goethe tarafından kaleme alınan Iphigenia, Euripides'in Iphigenia Tauris'te isimli eserinin yeniden yorumlanması. Beş perdeden oluşan bu tragedya, Goethe'nin ideal insan düşüncesini yansıtması açısından önem taşıyor. Iphigenia, tanrıça Artemis tarafından kurban edilecektir. Ancak bu korkunç hadise gerçekleşmeden kurtarılır ve barbarların yaşadığı Tauris'e gönderilir. Çevresine duyarlı, vicdan sahibi, sevecen Iphigenia Tauris'te değer görse de yuva özlemiyle dolup taşar..
Jules Payot, özellikle gençler için kaleme aldığı İrade Eğitimi isimli kitabında entelektüel ilerlemenin önündeki engelleri, zihinleri gündelik işlerle oyalamanın zararını ve derinleşebilen düşüncenin önemini anlatıyor. Fikir ve duyguların irade üstündeki etkisini de gündeme getirerek tembelliğin, sefil tutkuların ne derece zarar getireceğini bir eğitimci olarak gözler önüne seriyor. Payot'tan güncelliğini hâlen koruyan bir metin!
Üç kez dünya şampiyonu olarak boks tarihine adını altın harflerle yazdıran Muhammed Ali, ilk altın madalyasını kazandığında henüz on sekiz yaşındaydı. Irkçılığa karşı verdiği mücadele, Irak'taki rehineleri kurtarması gibi olaylar sayesinde sadece spor dünyasının değil, ezilenlerin de kahramanıydı. Kariyeri boyunca yalnızca beş kez yenilgi gören ve Bugün çalışacağım ve ömrümün sonuna kadar bir şampiyon olarak yaşayacağım, diyen tüm zamanların en iyi boksörünün hayatını Saatlik Tarih dizimizde okurla buluştur
Büyük Üstad, Taçsız Kral Konfüçyüs, MÖ 551'de dünyaya geldiğinde Hindistan'da Buda, Yunanistan'da Pisagor, Anadoluda'da Nebukadnezar yaşıyordu, Yahudiler Babil'e sürgün edilmişti. Aristo'nun dünyaya gelmesine yüz yıl vardı. Sokrates ile Empedokles ise onun ölümünün ardından doğacaktı. Dünya için önemli şahsiyetlerin yaşadığı dönemde o da bir ışık gibi parladı. Öğretisi yüzyılları aşarak bugüne geldi. Serimizin bu eserinde Konfüçyüs'ün hayatı, eserleri ve etik anlayışı akıcı bir üslupla hazırlandı. Solukları
Osmanlı Devleti'ni merkezi bir imparatorluk haline getirmek için yürüttüğü politikalar ve askeri seferlerle büyük ölçüde bunu başaran Yıldırım Bayezid; Moğol İmparatorluğu'nu yeniden kurmak için Orta Asya, Altın Orda, İran, Hindistan ve Mısır seferlerine çıkan Timur'a karşı Ankara Savaşı'nda büyük bir bozguna uğradı ve esir düştü. Osmanlı tarihinde bir dönüm noktası niteliğindeki bu savaşın öncesinde Yıldırım Bayezid'in izlediği saldırgan siyasetin bölgede yarattığı etkiler; savaşın sonrasında Sultanın esar
İsrailoğullarının kurtarıcı kahramanı, lider, peygamber, komutan, yasa uzmanı, Tanrı'nın yüz yüze görüştüğü tek kişi. Hz. İsa bir tarafa bırakılacak olursa, doğumundan ölümüne sıradışı yaşam süren bir peygamber. Tevrat'ta anlatıldığına göre bütün kahramanlar gibi dağda yalnız başına ölmüş ve Moab topraklarında Tanrı tarafından defnedilmişti. Bir mezar taşı bile yoktu. Şimdiye kadar hakkında binlerce yazı kaleme alındı. Kimileri onun mitolojik bir kahraman olduğunu iddia etti. Çünkü kutsal metinlerin dışında
1- SATRANÇ 2- BİLİNMEYEN BİR KADININ MEKTUBU 3- KARDEŞİNİN ÖLÜMSÜZ GÖZLERİ 4- BİR KADININ YAŞAMINDA 24 SAAT 5- OLAĞANÜSTÜ BİR GECE 6- AMOK KOŞUCUSU 7- AY IŞIĞI SOKAĞI 8- KORKU 9- MÜREBBİYE 10- YAKICI SIR 11- ERİKA EDWALD'İN AŞKI 12- BİR ÇÖKÜŞÜN HİKÂYESİ 13- MECBURİYET 14- KIZIL 15- BİRBİRİNE BENZE(ME)YEN KIZ KARDEŞLER
Bertold Berger, hayatı boyunca hayalini kurduğu üniversite eğitimine başlamak üzere Viyana'ya gelir. Tıp öğrenimine başladığında tek arkadaşı, hukuk diplomasını almak için uğraşan oda komşusu Schramek'tir. Fiziksel ve ruhsal olarak kırılganlığı, naifliği ve acınası derecede güçsüz oluşu, arkadaş edinmesine, hayata karışmasına ve normal bir üniversiteli genç gibi yaşamasına engel olur. Günün birinde, bir yetişkin gibi kadınlarla yakın bir temasta olması gerektiğine, ihtiyacı olanın bu olduğuna karar verir...
Sophia ve Helena, baharat ve ballı ekmekler satan bir kadının tek başına yoksulluk içinde büyüttüğü ikiz kızlarıdır... Yüzleri, sesleri, davranışları ve hatta mimikleri bile birbirine o kadar benziyordur ki, anneleri dahi onları birbirinden ayırt edebilmek için birinin koluna ucuz bir bileklik takmak zorunda kalır. Güzellikleri, zarafetleri ve eğitimleri herkesi özendirecek dereceye gelen kız kardeşlerin en büyük özelliği ise başkalarına karşı olduğu kadar birbirlerine karşı da olan kıskançlıklarıdır. Güzel
Hür bir şekilde doğarız. Ancak bazen öyle şeyler olur ki, bütün hürriyetimizi ve irademizi bir kenara bırakır, ülkemiz adına savaşa katılmak zorunda kalırız. Savaştan kaçarak İsviçre'ye gelmiş bir ressam olan Ferdinand, kendi kabuğuna çekilip yaralarını onarmaya çalışırken yeniden savaşa çağırıldığını öğrenir. Bu beklenmedik çağrı karşısında âdeta efsunlanmış gibi bir ruh haline bürünür ve eşinin bütün itirazlarına rağmen bir yola çıkar... Usta yazar Stefan Zweig bu kısa novellada, bir insanın nasıl kendi i
Zengin, seçkin ve asil bir kadın olan Madam de Prie, ülkenin ekonomik dengesini sarsıp halkı kışkırttığı için kral tarafından Paris'teki hayatından sürgüne gönderilir. O ihtişamlı hayatından, etrafını çevreleyen kalabalıktan bir anda mahrum kalmak ve yalnızlığın derin ıstırabı onu âdeta çılgına çevirir. Oyalanmak ve biraz da kırılan gururunu tamir edebilmek için kendisine hayran olan genç bir köylü subayı sevgili edinir. Bu durumdan da hızlıca sıkılan Madam de Prie herkesi büyüleyecek bir senaryoyu uygulama
İki genç müzisyen... Biri, ürkek ve oldukça utangaç bir piyanist olan Erika Ewald; diğeri, kemanına eşsiz sesler veren genç bir adam... Yolları bir konserde kesişir ve ardından gelen provalar ile uzun yürüyüşler aralarındaki arkadaşlık duygusunun şeklini değiştirmeye başlar. Genç adam bir gün bunu açıkça belli eder ama Erika Ewald çareyi ondan kaçmakta bulur. Zaman geçer, Erika'yı genç adamdan kaçıran sebepler kendiliğinden ortadan kalkar ve tutkunun ateşi bu defa genç kızı sarar. Ama ya genç adamın duygula
Osmanlı öncesi dönemde kadim Türklerin çok önemli bir yerleşim alanı ve uğrak noktası olan Bulgaristan, Osmanlı Devleti döneminde de Balkanlarda en fazla Türk nüfusun iskân edildiği bölge olmuştur. Halk arasında 93 Harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı neticesinde Türk idaresinden çıkan Bulgaristan, o tarihten itibaren günümüze kadar devam eden göçlerle Türkiye'ye en fazla Türk soylu göçmen veren ülke olmuştur. Ayrıca bugün dahi Balkanlarda ve Avrupa'da bulunduğu ülkenin yerli unsuru olarak en f
Sıralama : Göster :
Toplam 436 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4