Sonucu Daralt
Yayıncı Kategori
Yayıncı
(x)İlgi Kültür Sanat Yayıncılık
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 373 kayıt bulunmuştur Gösterilen 260-280 / Aktif Sayfa : 14
Yakın tarihimize damga vuran en önemli olgulardan biri, hiç şüphesiz ki, İttihat ve Terakki Cemiyeti'dir. Osmanlıların son yıllarında başlayarak Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar etkili olan İttihatçı düşünce hakkında pek çok şey yazılıp çizilmiş olsa da, bazı meseleler hakkındaki sis perdesi halen ortadan kalkmış değildir. İşte Galip Vardır'ın anıları bu sis perdesini ortadan kaldırabilecek pek çok bilgiyi bizlerle paylaşmaktadır. Subay olan babası Sabri Bey'in vesilesiyle henüz çocuk yaşlarda İttihatçılar
Lanetlenmiş Şeytan şimdi bir kez daha ordusuyla harekete geçti. Detayı anlatmaya gerek yok. Bundan sonra olanları yaşayarak görecek ve idrak edeceksin. Sen de bu savaşta hem suret âleminde, hem de metafizik denen âlemde savaşacaksın. Dedi. -Haydi sende iyilik duvarına bir tuğla koy. -Yeni çeri başlıklarının hikmeti. -İnsan Şeytanı. -Hitler'in Mumyası İstanbul'da nasıl saklandı? -Yecüc Mecüc. -Ahir Zaman çocukları. -9'un Sırrı. -Kablosuz elektrik ve Yeşil Adam'ın askerleri. -Washington'da Allah yazan bir bin
Yaşadığımız dünyada sihrin yeri nedir? Bizler ne kadar büyülenmişiz? Büyünün anlamı nedir? İlizyon ne kadar gerçekliğimizi çalmış; doğruyu yalan, yalanı doğru nasıl göstermiş? İsrail Genelkurmay Başkanı hangi projeyi koruyamadığı için görevden alındı? Sihri yapan da, yaptıran da büyük küfürdedir. Cincilere, medyumlara, büyücülere gidip büyü yaptıranların, sihri satın alanların; yani parayla yaptıranların durumu Bakara / 102'de açıktır. Sihir topluma nasıl etki ediyor? Uluslararası sihirbazlar kim? Zihinl
Bir başkalık vardı Kız Kulesi'nde. Boğaz'da, yapılarda, camilerde, yollarda... Kulağımdan ruhuma hiç duymadığım musıkî nağmeleri simli ibrişimler gibi iniyor adeta bir sır dünyası tâ iliklerimde nakış nakış işleniyordu. Bu sesler nasıl da güzeldi... Göz alıcı, büyüleyici ve içten içe dağılan huzur dolu... Bir enteresanlık vardı bu seslerde, bu İstanbul'da. O kadar gezmiştim; ama bu kadar güzel hâlini hiç görmemiştim. İlhami Abi hafif bir tebessümle: - İşte şimdi anlamaya başladın. Artık sen de Rabbinle ta
İnsan; Evren ve içindekilerle ilişkilerini yol ve yordamında yürütebilmek için öncelikle kendini bilmeli ve tanımalıdır. Bedenin fizik ve ruhunun kurallarını bilen ve onlara uyan insan; onu yaratanın kural ve değerlerini de kabullenir. Çünkü insan eksiktir ve eksiklerini dışındakilerden karşılamak zorundadır. Evrene ve insanlara muhtaçtır ve onlarla iyi ilişkiler kurmalıdır. Bu sebeple de varlıklar ve evreni tanımalıdır. Tanımak için muhtaç olduğu ilk ve en önemli şey de onlarda saklı bilgilerdir. Ailede,
Türkiye, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP)ın temeline 4 Nisan 1977'de ilk harcı koyarak; bölgeler arası gelir dengesini sağlamak, bölücü faaliyeti ve dayandırıldığı yoksulluk gerekçesini yok etmek istemiştir. Ama, yetmiş beş bin km. kare=75 milyon dönüm araziyi sulayarak; bitki, hayvan, su ürünleri ve elektrik üretim ve ticareti ile bölgeyi şaha kaldırıp, kalkınmasını sağlarken; bu başarı yüzünden başına gelecek iç ve dış gaileler düşünülmüş ve önlemleri alınmış değildir. Çünkü bir eseri yapmak ile ona sahip
Aşağıda yazılı ve benzer düşünceleri yüzünden, yirmi yedi yıl hapis cezası ile akıl, insaf ve merhamet dışı işkencelere maruz kalan; ama bütün bunlara, emsalsiz bir sabır, metanet ve dahası işkence eden ve ettirtenlere karşı hiçbir kırıcı söz kullanmadan tahammül edebilen İtalyan düşünür Campanella (1569-1639) GÜNEŞ ÜLKE (Sivitas Solis) adlı eserinde Türkler için şunları yazmaktadır: ?...Ben bir güneş ülkenin hasretini çekiyorum. Bu ülkede gece olmasın ve insanlar karanlık mefhumunu orada tanımasın. Güneş
İnsanlık karmakarışık bir kavga ve savaş dünyasına dönüşmüş durumda. En çaresiz insan gibi, her toplumun da malı, canı ve bütün varlıklarıyla güvenlik içinde olduğu ve hakkını alabildiği kalıcı bir dünya barış düzenine ihtiyaç var. Ama en bilgili, uygar ve zengin toplumlar bile zorla alma, sömürme, yolsuzluk, hile, soykırım, faiz ve savaş yani haksız kazanç peşinde! Refahlarının dayandığı ekonomik ve mali bütçe dengeleri bunlara bağlı. Uygarlık bunu gerektiriyor ! İnsanlar ve toplumlar, refahlarının dayand
Çanakkale adının her dilde - kültürde adeta mistik bir tınısı vardır. Mekânın bizi olduğu kadar ziyaretine gelen tüm yabancıları dahi sarıp sarmalayan o büyülü atmosferini bir yüzyıldır dile getirmeye çalışıyor kalemler... Nice efsaneler doğuyor bu kan çiçeklerinin açtığı topraklardan... Bu kez bir - sözüm ona - cansız ( Mydos't) İskelesi katılıyor, o kervana. 1915'e gelinceye değin şahit olduklarını aktarıyor bize... Hem de sevgi dolu yüreğiyle... Üzerine basıp geçenlerin hepsini hoşça kucaklayarak. Satı
Okuyucularımıza sunduğumuz Felaket Seneleri adlı bu eser, 1908'de İkdam gazetesinde tefrika edildikten sonra, ilâvelerle 1912 yılında kitap hâlinde çıkmıştır. Daha sonra 1332/1913 yılında Kitaphâne-i Askeriyye'de, İbrahim Hilmi tarafından ikinci baskısını yapmıştır. Biz, eserin bu baskısını hazırlarken, 1913'te çıkan ikinci baskısından faydalandık ve anlaşılır bir sadeleştirme yoluna giderek, müellifin üslubunu bozmamaya dikkat ettik. Bazı kısımlara dipnotları ekleyerek meraklılarının istifadesine sunduk.
Birçok insan, bu kitabın İbsenciliğin Özü'nden ziyade Shawculuğun Özü diye adlandırılmasının daha iyi olacağını düşünmektedir. Böyle bir isim, kitabın değerini kesinlikle azaltmaz. Nihayetinde, Shaw'un eserleri otuz büyük cildi geçmektedir. İbsenciliğin Özü'nü, 200 sayfaya sığdırmaktan daha pratik ne olabilir ki? Bu kitabın yazılı bir özeti bile yoktur. Bu eserde, genç Shaw'un hala görüşlerini özenle tartıştığını görmekteyiz. Dolayısıyla Shaw'un bu eseri, daha sonraki çalışmaları kadar nükteli olmasa da, ol
28 Şubat Süreci'nden paralel tartışmalarının yaşandığı günümüz Türkiye'sinde acaba ne zaman siyaseten normalleşeceğiz? Demokrasimiz darbe/irtica fobilerinden tamamiyle sıyrılabilecek mi? Ülkemizde son on yıllarda yaşadığımız sadece bize özgü bir sendrom değildi. Cuntalar/Cemaatler salıncağında bir o yandan, bir öte yana savrulan yegane siyasal coğrafya bizimki değil. Fundamentalizm, dinci terör benzeri temalar gerçi İslam Alemi için kullanılıyordu; ama aslında Küresel Toplum'un farklı kültürel havzalarında
Midhat Paşa, bundan tam 150 yıl evvel titiz ve işgüzar bir memur iken atandığı Niş Valiliği vazifesini Büyük Tuna Vilayeti Valiliği'ne tahvil etme başarısını göstermiştir. (1861-1864) Özel bir yetkilendirme değildi. Göreve başlamadan hükümete sunduğu 5 maddelik önergesi geçiştirildi. Vazifesi boyunca pek çok isteği Sadaret tarafından reddedildi. Mütemâdiyen Sırbistan'a firar eden bir halk ile karşılaştı. Çok geçmeden buna Belgrad ve Rusya'dan gelen muhacirlerin yükü de eklendi. Karşılaştığı tüm sorunlara çö
Bir Meczubun Şeytanı tedirgin edecek rüyası devam ediyor... Dabbet-ül Arz nedir? Şekli nasıl olacak? İnsanlık nasıl bir değişime uğrayacak? 16'lar kimdir? Görevleri nedir, nasıl seçilirler? Derûnî Devlet nedir? Turk kimdir? Hz. Adem'den beri Türk Milletinin varlığı nasıl devam etmiştir? Türk Bayrağı nasıl doğmuştur? Hz. Hızır'ın gerçek adı nedir? Tarihte bilinen bazı kişiler gerçekte Hz. Hızır mı? Oğuz Kağan Teşkilatı nasıl çalışıyor? Kutsal Halı'nın sırrı. Zeugma'da Da Vinci'nin sırrı. Voynich el yazmala
Kendimi bildim bileli bu kitabın konusu olan Ermeniler ile birlikte yaşadım. Onlarla birlikte oyunlar oynadım, aynı okullara gittim. Oturduğum semtlerden dolayı onlarla günlük hayatımın her evresinde beraber oldum. Çocukluğum, Nvart Amca'dan çokomel, Ani Teyze'den paskalya çöreği almakla geçti. Yıllar geçtikçe, onlarla ilişkilerim daha derinleşti. Yeşilköy'de futbol oynarken en yakın arkadaşım Rober'di. Ya da ilk aşkım Patricia adında ela gözlü bir Ermeni kızıydı… Önümde iki yol vardı. Ya Ermeniler ile m
Semboller, uygarlıkların ruhunu sırlı aynalarında nesilden nesile aktaran kültürel taşıyıcılardır. Günlük eşyada kullanılan motifler, insanın belleğine ve bilinçaltına yer ettikçe, o toplumu bir arada tutar, dahası o topluma milli bir kimlik kazandırır. Ne var ki, bu simgelerin şifrelerinin çözümü öyle kolay bir akademik uğraş değildir. Dr. Gözde Sazak, sağlam bir İdrak Psikolojisi bilimsel tabanı üzerine Rusya Hermitage Müzesi'nde gördüğü objeleri Türk destanlarının diliyle konuşturarak, Hunların ve dolayı
Tükendi
Bu kitap, Hamza Gündoğdu, Necdet İşli, Ahmet Emre Bilgili, Bahaddin Ataç, Bekir sıdkı Albayrak, Birol Biçer, Mehmet Kirişçi, Mesut Mezkit, Aşkın Şeker, Sema Göncüoğlu, Ahmet Kökler, Nigari Erdem, Teyfur Erdoğdu, Esma Opçin, Lale Göncüoğlu, Samet Altıntaş, Akın Kurtoğlu, Avni Çelik, Mahmut Mutlu, Hayrullah Cengiz, Gönül Mezkit, Ahmet İzci, Davut Türksever, Nureddin Ünlü, Ibrahim Kaya, Bilgin Turnalı, Ümit Meriç, Ruşen Aydın, Hatice Öztürk, Edibe Sözen, Mehmet Bayartan, Soner Demirsoy, Kemal Özpınar, Salih T
İslâm bilimlerinin bütün dallarından, tabiî ve sosyal bilimlere kadar, çağına ulaşan her konuda önemli tahlillerde bulunmuş, Tarih Felsefesinin ve İktisat Biliminin kurucusu olarak kabul edilmiş. Ayrıca insanlık tarihinin ilk sosyoloğu özelliğini kazanmıştır. Sosyoloji ilminin birçok temel prensiplerini Batılı bilim adamlarından yüzlerce yıl önce ortaya koyan İbn Haldun, tarih, siyaset teorisi ve sosyal psikoloji alanlarında İtalyan Vico ve Makyavelli'ye, sosyal düzenin genel esaslarında Montesquieu'ya, ta
Tükendi
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) mihmandarlığını ve korumalığını yapan, sancağını savaşlarda taşıyan, Peygamberler Peygamberinin bağrı yanık sevdalılarından, Kurân ve sünnet bilgisiyle derya olmuş büyük bir sahabe Peygamber Efendimizi (s.a.v.) Mekke'den Medine'ye göç ettiği zaman evinde ilk kez ve yedi ay boyunca misafir edip yanından hiç ayrılmayan, cihad aşkıyla Onu âdeta bir gölge gibi takip eden, Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarının kahramanı Mücadele ve zaferlerle dolu bereketli ömrü boyunca haksızlıklara
Resulullahı (s.a.v) görmeden Müslüman olan Veysel Karani, sadâkat ve sarsılmaz imanıyla benzersiz bir hayat sürdü. Allah, Resulullah ve anne sevgisi ile dolu bir yüreğe sahipti. Yaşlı ve hasta annesinden aldığı izinle Medine yollarına düşen Veysel Karani, Resulullahı görüp, mübarek ellerini öpüp koklamayı arzu ediyordu. Ne var ki, gönül gözüyle gördüğü, Peygamberini dünya gözüyle göremedi. Nefsin terbiyesinden kaçıp Rabbin (c.c) terbiyesine sığındı ve bizlere Nasiplerinizin peşinden koşmayın, bırakın o
Sıralama : Göster :
Toplam 373 kayıt bulunmuştur Gösterilen 260-280 / Aktif Sayfa : 14