Sonucu Daralt
Yayıncı Kategori
Yayıncı
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 436 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6
Jean-Jacques Rousseau tarafından 18. yüzyılda toplumun nasıl yönetilmesi gerektiğini ele alan ilk eserlerden biri olan Toplum Sözleşmesi, eşitsizlik, toplum hakları, yasalar, demokrasi, siyasetin nasıl şekillenebileceği gibi konulara odaklanıyor. Rousseau'ya göre yurttaşlar olmadan erdem, erdem olmadan özgürlük, özgürlük olmadan devlet olmaz. Hiç şüphesiz salt akıldan kaynaklanan evrensel bir adalet vardır, ancak aramızda kabul edilen bu adalet karşılıklı olmalıdır. Doğal yaptırımların yokluğunda adalet y
İtalyan şehir devleti Verona'nın zengin ve asil ailelerinden Montague ve Capulet aileleri arasında geçmiş yıllara dayanan bir düşmanlık vardır. O günlerde Capulet ailesinin evinin bahçesinde bir maskeli balo düzenlenir. Lord Capulet, baloya kızı Juliet'e talip olan Kont Paris'i de davet eder. Montague ailesine mensup Romeo da maskeli baloya kimliğini gizleyerek katılır ve baloda Capuletlerin 13 yaşındaki kızı Juliet'i görüp ona âşık olur. Juliet de Romeo'nun duygularına karşılık verir. Evlenmeye karar veren
Avrupalı denizciler uçsuz bucaksız denizlerde yol alırken, Peru, Çin, Japonya gibi ülkeleri ziyaret edip oraların kültürlerini öğrenirler. Fakat bir gün işler umulduğu gibi gitmez ve rüzgâr onları daha önce keşfedilmemiş bir adaya sürükler: Bensalem. Burada oldukça nazik karşılanan ve ağırlanan denizciler, haklarında hiçbir şey bilmedikleri bir toplulukla ilk defa karşılaşırlar. Onları neyin beklediğini bilmediği bu adadan bir an önce ayrılmak isteseler de gemilerinin aldığı hasar ve erzak sıkıntısı bir sür
Boğaziçi mehtapları gibi Boğaziçi yalıları da rüya olmuş bir gerçeğin, zaman ve mekân içinde tasviridir. Mehtaplar, Boğaziçi'nin birinci senfonisiydi: gümüş senfoni... Yalılar, Boğaziçi'nin ikinci senfonisidir; altın senfoni... (Ruşen Eşref Ünaydın/Boğaziçi, Yakından) Mezarlıklarda dindar ve ulvi serviler vardı. Bunlar, sanki hiçbir adiliği görmemek için, hep göğe ve yüksekliklere bakar gibiydiler. Bazen de güya bir manevi teessürle başlarını bir tarafa eğerlerdi. Mezarların ayakuçlarındaki taşlarda da bu
Olan olmuştur; olacak olan olmuşun içinde. Geçmişin içinde kaybolurken aynı zamanda geleceğin ipuçlarını bulacağınız bu kitap çağları delen bir ok... Tengri'nin Türk'ünü okuyunca, Türk'ün misyonunu daha iyi anlayacaksınız!
Philby'i duydukları gece, istihbarat âlemindeki birçok insan günah çıkardı... Gerçeğin ne olduğuna yönelik şüphe duymak başka, bu gerçeği birisinin ağzından duymak başka bir şeydi.Aniden oyunun tadı kaçmıştı ve Rubicon Nehri geçilmişti.Philby gibi sevdiğiniz, beraber içtiğiniz hatta hayran olduğunuz birisinin her şeye ihanet ettiğini görmek. Tüm ajanları ve boşa harcanan operasyonları düşünmek: Masum bir gençliğin kaybolup karanlık çağların başlaması gibiydi. Peter Wright, MI5'in eski Başkan Yardımcısı Kim
Taktik seviyedeki askerî propaganda çatışmanın var olduğu günden itibaren harpte kullanılan tali bir metot olmuştur. Lakin Ulus Devletlerden sonra yurttaş asker ve seferberlik kavramlarının ortaya çıkmasıyla harbin doğası değişmiş ve özellikle topyekûn harplerin başladığı İkinci Nesil Savaşlarda propaganda hem cephe hattında hem de cephe gerisinde savaşların sürdürülebilirliği için önemini gün geçtikçe arttırmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nda ise Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasından sonra, toprak kayıpları, t
Bu eser, askerî tarih literatürümüze 93 Harbi olarak geçen, 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi'nin her safhasını cepheden takip eden Mehmet Arif Bey'in gözlemlerini ihtiva etmektedir. Osmanlı İmparatorluğu'nun fiilen sonunu getiren bu harpte yaşananları tetkik eden Mehmet Arif Bey, çöküşün arkasındaki başat ve tali nedenleri izah etmeye çalışmıştır.Eserin ikinci kısmında ise, Mısır'ınOsmanlı idaresinden fiili olarak çıktığı Kavalalı Mehmet Ali Paşa ve Hidivler dönemleriincelenmekle birlikte, Mehmet Arif Bey'in Osm
Gerilla Harbi ya da eskilerin deyimiyle Çete Harbinin tanımı, kim tarafından ya da kime karşı icra edildiği her daim üzerinde ortak bir mutabakata varılamayan bir olgu olmuştur... Halbuki Prusyalı General Carl von Clausewitz'in askerî literatüre kattığı Gerilla Harbi,hasım kuvvetin kontrolü altında tutulan veya düşmana ait topraklarda gayrinizami ve çoğunlukla yerli halktan meydana gelen kuvvetler tarafından icra edilen askerî veya yarı askerî bir harekattır... Elinizde tuttuğunuz kitap, İkinci Dünya Savaş
Yabancı kaynaklar bağlamında Türkiye üzerine çalışmalarda çoğunlukla İngiliz kaynaklar kullanılagelmiştir. Diğer dillerdeki arşiv araştırmaları çok yetersizdir. Bu durumun nedeni, İngilizcenin dışında diğer dillerde araştırma yapan tarihçilerin az olmasıdır. Halbuki Çince, Rusça, Latince, Almanca, Farsça vb. kaynaklar olmadan Türk tarihini eksiksiz yazmak mümkün değildir. Bu çalışmada yararlanılan kaynakların tümü Alman Dışişleri Bakanlığı Arşivlerinden alınmıştır. Vurgulanması gereken bir olgu da elinizd
Son dönemlerde uluslararası ilişkilerdeki yoğunluk, oldukça dikkat çekici. Öngörülemeyen, ani, neden ve nasıl olduğunu pek anlayamadığımız gelişmeler olmakta ve bu gelişmeler çoğu zaman başka gelişmeleri de tetiklemekte. Sisteme hâkim olan gücün artık rakipsiz olmadığı, yeni aktörlerin sisteme daha etkili ve güçlü olarak katıldığı, bu aktörlerin de benzer çıkarları hedeflediğini ve tüm bunların sistemdeki gelişmelerin temel sebebini oluşturduğunu söylemek sanırım yanlış olmayacaktır. Hâkim güç, bu durumda d
Toplumun temel direğidir diyerek basmakalıp sözlerle tanımladığımız aile; 21. yüzyılın başında ciddi değişimlere uğruyor ve uğramakta. Bu yorgun değişim içindeki ailede yaşanan değer ve kuralların; bütün toplumlara yayılarak insanlık ailesini oluşturması ve insanlığın ortak barışa ve refaha kavuşması birçok ideolojinin ütopyasını oluşturuyor. Değişimin; gelişme, yenilenme ve ilerleme olarak hayata girmesi ve insanlığı birliğe, barışa ve mutluluğa ulaştırması için ya da tarih boyunca da yaşanmış bütün olumlu
Bu kitap toplam 24 ay Rumeli’de görev yapmış emekli bir kurmay subay olan Doç. Dr. Hasip Saygılı tarafından problem sahalarımızın açıklıkla ifade edilmesi lüzumuna inanılarak hazırlanmıştır. Duygusal olarak bizleri heyecanlandıracak ama “her biri bir mülkü harap edecek” dertlerimizin ıslahına katkı sağlamayacak bir anlatıdan uzak durulmuştur. Eserde Rumeli kahramanları Suzi Çelebi, Müşir Mehmed Ali Paşa, Hafız Arif Efendi, Yücelciler, Hacı Adnan Nurko gibi yüksek şahsiyetlerin hatıraları dile getirilmiş. B
Çarşıda, bir gün, Babamla el ele yürüyorduk. Babamın arkadaşlarından biri Yaklaştı yanımıza. Selam verip lafladılar bir süre. Kahkahalar attılar konuşurken -Ne ayıp!- Bir ara bana dönüp: N'aber küçük diyerek gülümsedi. Oysa o amca bilmiyordu ki; Bana N'aber küçük denmesini, Hiç, hiç, hiç sevmiyorum!
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, ne olduysa olmuş ve masal başlamış. Bir zamanlar Zeku diye bir ülke varmış. Bu ülkede her şey tersineymiş. Örneğin insanlar konuşamaz, hayvanlar konuşurmuş. Çünkü yıllar önce bir büyücü bu ülkeye Terslik Büyüsü yapmış. Büyüden sadece bir kişi etkilenmemiş. Bu kişinin ismi Zelu'ymuş. Zelu çok özel biriymiş.
Anna girdiği her ortamda dikkatleri üzerine çeken güzel bir kadındır, üstelik zenginlik içinde geçen hayatında arzu ettiği her şeye sahiptir. Üst düzey bir devlet görevlisi olan nazik eşi Aleksey Aleksandroviç ve oğluyla yaşadığı hayat günbegün ona sıkıcı gelmeye başlar ve kendini derin mutsuzluğun koynunda bulur. Bir gün abisinin ve eşinin aralarını düzeltmek üzere Moskova'ya gittiğinde orada zengin bir subay olan Kont Vronski ile tanışır. Anna, Rusya'da kapitalizmin ve burjuvazinin altın çağını sürmeye b
Birinci Arap-İsrail Savaşı olarak da bilinen 1948 Savaşı, gerek Ortadoğu siyaseti özelinde gerekse küresel siyaset boyutunda bugün bile çözümlenemeyen pek çok meselenin kaynağını teşkil etmektedir. 1948 yılına kadar geçen süreçte ve aynı yılın mayıs ayında başlayan savaş neticesinde olan olayların kronolojik sıralamanın arda arda eklenmesi suretiyle; şu oldu, sonrasında da bu oldu gibi basit bir çerçevede irdelenmesi gerek dönemin dinamiklerini incelemede gerekse bugün yaşanan sorunların köküne değinilmesin
20 yüzyılın ortalarında gerçekleşen ve İslam dünyası için hüzün Yahudi devleti için vadedilen topraklara geri dönüşün tescillenmesi anlamına gelen 1967 Savaşı günümüzde bile anlaşılmaya muhtaçtır. 1948 öncesi ve sonrasından beri süre gelen acıların katlanarak büyüdüğü, Arap Ordularının ve liderlerinin daha önce yapılan hataları adeta yenilediği ve dahi İsrail devletinin bir zorunluluk bahanesiyle öne sürmesine rağmen daha önceden planlı bir şekilde geliştirmiş olduğu bu savaş Ortadoğu siyasi tarihinde öneml
20 yüzyılın dehası olarak anılan ünlü fizikçi Einstein'ın oluşturduğu teoriler astronomi başta olmak üzere birçok bilim dalının önünü açıcı bir işleve sahiptir. Onun bilim ve araştırma tutkusu, hayatın zorluklarına rağmen hiç tükenmemiş ve gelecek nesillere örnek teşkil etmiştir. Hem çalışma disiplini hem de bilim dünyasında çığır açan teorileriyle modern bilimin bu noktaya gelmesinde büyük katkısı olan Einstein, her zaman kendinden söz ettirmiş ve bilim denince akla gelen ilk isim olmuştur. Büyük dâhi Eins
Öğrenmek için okumalısın! Tasavvuf cânı cânâna verip âzâde olmaktır. Tasavvuf cân-ı cânân olmaya derler. (Tasavvuf canı Allah'a (c.c.) verip fâni esaretlerden kurtularak cânânın cânı yâni Allah (c.c.) dostu olmaktır.) Tasavvuf, hicri ilk asırlardan itibaren İslami İlimler tasnifinde yerini almış zaman içinde gelişim göstererek günümüze kadar ulaşmıştır. Elinizdeki bu kitap, tasavvuf ilminin tarifine, amacına, tarihsel süreçte geçirdiği evrelere, sürecin aktörlerine, eserlerine ve kurumlarına panoramik bir b
Sıralama : Göster :
Toplam 436 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6