Sonucu Daralt
Yayıncı Kategori
Yayıncı
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 436 kayıt bulunmuştur Gösterilen 380-400 / Aktif Sayfa : 20
Ahmet Cevdet Paşa, Osmanlı Devletinin âbide şahsiyetlerindendir. Büyük bir ilim ve devlet adamıdır. Tükenmek bilmeyen enerjisi, engin vukufu, derin bilgisi, ikna kabiliyeti, dirayeti ve vakarı ile temayüz etmiştir. Hukuk, tarih, dil, edebiyat, gramer, mantık gibi farklı konularla meşgul olmuş; ilgilendiği her alanda şaheserler vücuda getirmiştir. Devletine en alt kademeden bakanlığa kadar her seviyede hizmet etmiş her makamın hakkını vermiştir. Ahmet Cevdet Paşa, Tanzimat döneminin en önemli şahsiyetlerin
Tükendi
hayatta kalanların inşa ettikleri bir şehrin öyküsüdür. Büyük bir felakette sıklıkla olduğu gibi hayatta kalanlar etnik olarak tek bir halk değildi, çok sayıda halkların bir birleşmesiydi. Onlar yaşam şekillerini olduğu kadar kendi hayatlarını ve mallarını savunmak içi bir araya gelmişlerdi. Kendi şehirlerini teslim etmeyi reddetmişlerdi. Yaklaşık bin yıl boyunca bu kararlılıklarını sürdürmüşlerdi. Tarih onlara Bizanslılar adını vermiştir. Onlar hayatta kalma mücadelesinde yalnızdılar. Batıda MS 200 ila 45
Bizim milletimiz derin bir geçmişe sahiptir. Bu düşünce bizi elbette altı, yedi asırlık Osmanlı Türklüğünden Selçuk Türklerine ve ondan evvel bu devirlerin her birine eşit olan büyük Türk devletine kavuşturur. İşte bu düşünce, Türk milletinin varoluşundan sonsuza kadar yaşayacağına olan inancın ifadesidir. Gerçekten de Türkler, tarihin en eski devirlerinden itibaren millet ve devlet olarak varolmuşlar ve insanlığa pek çok medenî katkılarda bulunmuşlardır. Tarihte bazı toplumların, belki de bir defa yaşad
Tükendi
İslâmiyetin kabûlü Türklere yeni bir ruh ve kuvvet vermiş, Asya steplerinden Avrupa içlerine kadar uzanan büyük ve uzun ömürlü imparatorlukların yaşamasında başlıca sebeplerden birisi olmuştur. Bundan daha önemlisi, İslâmiyetin ortaya koyduğu prensiplerin millî bünyelerine uyması sebebiyle Türkler varlıklarını koruyabilmişlerdir. İslâm dinîni kabûl etmiş olan Türk boylarından hiç birisi, millî varlıklarını kaybetmemişlerdir. Bu bakımdan Türklerin İslâm dinîne toptan girişleri, diğer din ve medeniyetlere int
Türkler İslamiyeti kabul ettikten sonra eski inanç sistemlerinden tamamen kopmamışlar, Alevî-Bektaşî geleneğinde eski inanç ve uygulamalarına bir şekilde devam etmişlerdir. İslamiyet öncesi inanç sistemlerine kadar uzanan Alevî-Bektaşî kültürü, Hacı Bektaş-ı Veli ile şekillenmiş, sonrasında ise baskı ve tepkilerle yüzyüze gelinmiş, ekonomik ve sosyal yaptırımlarla karşılaşılmıştır. Yeni duyulmaya başlanan isteklerin kulak arkası edilmesinin, anlama ve empatideki isteksizlik ve eksikliğin, kabul edilmeme, ha
Ümit en son kötülüktür, çünkü işkenceyi uzatır. İnsan ruhu yaptığı seçimleri belirler. Özdeyişler halinde ve kanıyla yazan kimse okumayı değil, ezberlemeyi ister. Bilgi ermişleri olmak elinizden gelmiyorsa, hiç değilse bilgi savaşçıları olun. Ve ceza, saldırgan için yanı zamanda bir hak ve şeref olmazsa, cezanız eksik olsun! Yele karşı tükürmekten sakınınız! Peki siz, dostlar, beğeni ve beğenme tartışılmaz mı diyorsunuz? Fakat bütün hayat beğeni ve beğenme üstüne bir tartışmadır! Kendin alabileceğin bir ha
Sabır acıdır, ama meyvası tatlıdır. Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan insanlara nasıl boyunduruk vurulabilir? Aşk, mutluluğunu evlendirdikten sonra sürdürebilseydik, dünya cennet olurdu. Duygulu gönüller sevginin her türlüsü için duygulu değil mi? İnsanlar özgür olarak doğar, ama her yerde zincire vurulmuş olarak yaşarlar. Büyük adamları ortaya çıkaran biraz da büyük fırsatlardır. Bir tarlanın etrafını çitleyip 'burası bana aittir' diyen ve bu söze inanacak kadar saf kişiler bulan ilk insan uygar toplumun k
Kimi Şems-i Tebriziyi Mevlananın aşığı gördü. Kimi kendine aşık. Kimi Allah aşkından bahsetti, kimi Kimyaya duyulan aşk kıskançlığından. Kimi asırlar öncesinin bu aşkını, Leyla Mecnun sevdası gibi yorumlardı Kimi aşk kelimesini günümüzün bedensel sevişmeleriyle yorumladı. Kimi sapık duygularına Kimi iğrenç arzularına Şems-i Tebrizi ile Mevlana aşkında temeller aradı Ama o bir güneşti O bir Şemsti Ve O, balçıkla sıvanamazdı İşte bu kitapta onu, kendi döneminde yaşamış Allah dostlarının ifadeleriyle bulacaks
Tükendi
Yunusun hayatına ilişkin elimizde çok az bilgi mevcuttur. Büyük Şairin kısa yaşam öyküsü, eldeki bilgiler ışığında özetle anlatılacaktır. Ancak elinizdeki bu kitap, Yunusun hayatı değil Yunusun şahitliğinde bir devrin öyküsüdür. Yunusun bize kadar ulaşan eserlerinin onun bütün eserleri olduğunu zannettiğimiz gibi, ona atfedilen bütün eserlerin de Yunusun kaleminden çıkmadığı ortadadır. Eserde örnek olarak verilen dizilerin Yunusa ait olduğu genel kabul görenlerden seçilmesine dikkat ettik. Bununla birlikt
Tükendi
Daha önce hiç ırmak görmemiş birisi gördüğü ilk ırmağı okyanus zanneder. Aynı bunun gibi gördüğümüz her ilk, doğanın bu türden yaratabileceğinin en büyüğü olarak görünür bize Platon der ki, çocuklara babalarının yeteneklerine göre değil, kendi yeteneklerine göre meslek bulmak gerekir. Bilge der ki, göklerin altındaki her şey, aynı yasanın ve aynı yazgının buyruğundadır. Sokratese birisi için, seyahat onu hiç değiştirmedi demişler. O da, Çok doğal, çünkü kendisini de beraber götürmüştür demiş. Adaletin olm
Ömer Hayyam, dünyada en tanınmış şairdir, desek yeridir. Âlimliği de şairliği ile şöhrette eş değerdir. Matematik ve astronomide bugünkü ilmin temellerini atan bilginlerden biridir aynı zamanda. Hayyam edebiyat sahasında sadece rubaî bırakmıştır bize Rubaîleri dünyevi olduğu kadar, uhrevîdir de Rubaîler dörtlükler hâlinde yazılar ve her dörtlük bir hüküm mesabesindedir. Hayatın felsefesini bu dörtlüklerde buluruz. Dünyada en güçlü rubaî yazarı olarak karşımıza çıkan Hayyam, herkesin okuduğu bir edebi kişi
Tükendi
Yunan eldiveni ile vuruyorlar ama onun içinde İngilizin eli var demişti, Türk hatlarından gelen genç subay... İngiliz girişiminin merkezi Bağdattı.Orası, Arapların gerçek başkentiydi. Bağdat daima ilk sırayı işgal etmeliydi. Şam ise, elde tutulması kolay, akıllı, uslu bir taşra şehri olabilirdi. İngilizler Arapları kullanarak, Bağdat kozu ile Asyayı ellerinde tutacaklardı.Yerliyi, hatta kalabalık bir orduyu yönetmek, sınırların ve iç güvenliğin korunması için gerekli olacaktı. İngilizler yeni imparatorluğ
Kiyat kavminin şefi Yesügeyin oğlu Temuçin, babasının Tatarlar tarafından öldürülmesinden sonra kabilesi tarafından terk edilecek, geride kalan ailesiyle birlikte yokluk ve sefalet seneleri geçirdi. Çocukluk çağının bu zorluklarının güçlendirdiği Temuçin, hakkı olan mirası elde etmeye azmetti ve sadece bunu başarmakla kalmadı: Önce Han ilan edilen Temuçin, 1206da Moğolistanı birleştirdi ve Cengiz Han unvanını aldı. Öngütlerin ve Uygurların Cengiz Hana katılmasıyla, Türk-Moğol ittifakı güçlenerek devam etti
Tükendi
Saygılı, dayanıklı ve kuvvetli bir ruhun ağır yükleri vardır. Onun kuvveti, daima ağırı ve en ağırı ister. Ağır nedir? Dayanıklı ruh böyle sorar. Deve gibi diz çöker ve iyi yüklenmek ister. Yiğitler, en ağır şey nedir ki omzuma alayım ve kuvvetime sevineyim? Her türlü cefayı çekebilen ruh böyle sorar. Kibirini zedelemek için alçalmak mı? Hikmetiyle alay için deliliğini belli etmek midir? Yoksa, zaferini kutlayan bir davadan ayrılmak mı? Akıl erdirmenin çayır ve otu ile geçinmek ve gerçeğin aşkıyla ruhta açl
Bu eser Türklerin menşeine dair bir eserdir. Çingiz Han sülalesinden Havarezmli Arab Muhammed Han oğlu Ebul-Gazi Bahadır Han tarafından H.1074/M.1664 tarihinde yazılmıştır. Bahadır Han, bir padişah olduğu halde milletinden liyakatli birini bulamadığından ve neslin zayi olmaması hususundaki hassasiyetinden dolayı, bu eseri bizzat yazmıştır. Mukaddimesinde diyor ki:Hiç kimse zannetmesin ki, ben bu kitabı kendi neslimi yükseltmek için, hakikati bozarak yazdım. Zaten Hakk beni mümtaz yaratmıştır, buna ihtiyacım
DİKKAT! Dünya nüfusunun gelişmiş %30u yılda 7 milyar kitap okurken; geri bırakılmış %70i sadece 50 milyon kitap okumaktadır Bu rakamlar Üçüncü Dünya Ülkelerinin yetiştirdiği diplomalıların aşağılık duygusunu dile getirir. Elit zümrede görülen; emperyalizmin tesiriyle kültür gücüne teslimiyet halinin sonucu, idarecilerin kökten ve halktan kopuşları olmaktadır. Bu noktada din, dil, örf ve adet, kıymet hükümleri sarsılır. Moda bütün esrarengiz güçleriyle halk yığınlarını hâkimiyeti altına alır GÖRÜNEN KÖY KILA
Tükendi
19. ve 20. yüzyılda yaygın bir uygulama alanı bulan milliyetçilik düşüncesi, özellikle I. Dünya Savaşının ardından dağılan imparatorluk enkazı üzerinde yükselen ulus devletlere zemin hazırladı. Gürültüyle çöken imparatorlukların tahakküm alanlarında bulanan çeşitli uluslar, yaygın milliyetçilik akımlarının etkisiyle kendi ulus devletlerini kurma mücadelesi içine girdiler. Bu mücadelenin tetikleyicisi olan milliyetçilik olgusu, aynı zamanda kurulan genç devletlerin ideolojik dayanağı da oldu. Çağın belirleye
Yaşanmış bir hikayeden Vakit gece yarısı Ortada ses seda yok Uzaktan bir iki köpek havlaması duyuluyor o kadar. Rıfkı amcanın yüreği kıpır kıpır Akşamüzeri hac işlemini birlikte yaptırdığı müstakbel hacı arkadaşlarıyla vedalaşmış, evine gidiyor. Birkaç gün sonra Allah nasıp ederse mukaddes topraklara doğru yola çıkacaklarBu duyguyu ailesi ve çocuklarıyla paylaşmak için aceleci -Kimin kimsen yok mu kızım? -Yok amca.Kocam öleli iyice naçar kaldım. -Evine misafir olabilir miyim? -Buyur gel ama Cümlenin sonunda
AÇILIMDAN ÖNCE MUTLAKA OKUNMASI GEREKEN KİTAP Bu sıralar bir açılımdır gidiyor Adına ister Kürt Açılımı, ister Demokratik Açılım, isterse de Milli Birlik Açılımı diyelim bu Açılımın merkezinde Kürt vardır İşte bu kitap, açılımı anlamak, ardında yatanı görmek açısından çok önemlidir BİR KOZ OLARAK KÜRT MESELESİ Kürt kimliği, Kürdistan, Kürt tarihi, Kürtçe kısaca Kürt meselesi yüzyıla yakın bir zaman diliminde siyasî tarihin gündemine getirilmiş ve uluslararası arenada bir koz olarak kullanılagelmiştir. YENİ
Tükendi
Kınalızâde Ali Efendi, XVI. Yüzyılın başarılı müderris ve devlet adamlarından olmakla birlikte üç dilde şiir yazabilecek kudrette bir şair, matematik ve felsefe alanlarında da devrinin en önemli simalarından biridir. Elinizdeki eser Kınalızâde'nin ahlâk felsefesi anlayışını fert, aile ve devlet planında işlediği, felsefe ve dinin iç içe geçtiği ve günlük hayata ve topluma pratik bir şekilde mâl edildiği, engin Osmanlı kültür mirasının yansımalarının göründüğü çalışmasıdır. Modern kişisel gelişim kitaplarınd
Sıralama : Göster :
Toplam 436 kayıt bulunmuştur Gösterilen 380-400 / Aktif Sayfa : 20